Bir olayı olumlu ve olumsuz olarak anlamlandırmamızı aslında olayın kendisi değil, o olaya olan bakış açımız yön verir. Düşüncelerimiz, bakış açımızı yansıtarak, bir olayı nasıl değerlendireceğimizi belirler. Ne düşünürsek ona inanırız ve bu doğrultuda olayları anlamlandırırız. Beynimiz de ona göre çalışır.
Hayatımızı zorlaştıran olumsuz bir tutum yerine hayatımızı kolaylaştıracak olan farklı bir bakış açısı ile yaşadığımız olayların olumsuz etkilerini hafifletebiliriz. Hatta olumlu bir bakış açısı ile olaylarla baş edebilme potansiyelimizi arttırabiliriz. İlk adım olarak düşüncelerimizi fark ederek başlayabiliriz Kendimize “Şuan aklımdan ne geçiyor?” sorusunu sık sık sormak duygularımızı fark etmemiz de yardımcı olur. Ardından duygu ve düşüncelerimiz arasındaki ilişkiyi sorgulayarak, bunun davranışlarımıza veya tepkilerimize nasıl bir etkisi olduğunu anlayabiliriz. Olumsuz düşüncelere odaklanmak yerine alternatif düşünceler geliştirerek, var olan bir olayın/durumun farklı yönlerini de düşünebiliriz. Bu da bizi daha farklı ve işlevsel olan duygu ve davranışlara yöneltir. Her zaman, olayları ve durumları istediğimiz yönde değiştiremeyiz; ancak olaylara ve durumlara verdiğimiz tepkiyi değiştirme gücünün bizim elimizde olduğunu unutmamak gerekiyor.
Düşüncelerimiz, duygularımız ve davranışlarımız, birbirleriyle etkileşim içerisindedir. Yeni ve daha işlevsel bir bakış açısı, resmin tamamını görerek olaylara daha gerçekçi bakmamızı, daha gerçekçi değerlendirme yapmamızı sağladığı gibi çözüm üretme yetimizi de artırır. Ayrıca kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlar.