Kabullenmek, çoğu olay veya durumda bir nevi kilit noktası işlevi görür. Özellikle değişim için bir başlangıç noktası sayılabilir; çünkü bir durumu veya olayı kabullendiğimizde, o durumun/olayın olduğu gibi farkına varırız. Yani, gerçekleri olduğu gibi görebiliriz. Bu sayede farkındalığımız artar ve sorunları çözebilme potansiyelimizi arttırır. Genelde onaylamak ile karıştırılan bir kavramdır. Kabullenmek, onaylamak anlamına gelmez. Ortada var olan bir durumdan kaçınmak, kişiyi gerçeklikten uzaklaştırdığı gibi, yine aynı kişinin o durum ile yüzleşmesinde ve o durum ile alakalı sorunu çözebilmesinde engel yaratır. Yaşamda bizi şaşırtacak, hoşumuza gitmeyecek durumlar illa ki meydana gelecektir. Her zaman o durumu veya o durum ile alakalı kişileri değiştirme şansımız veya imkanımız olamayacaktır. Bu yüzden bakış açımızı değiştirerek o durumu olduğu gibi görmek (kabullenmek), söz konusu olan durum ile uyumlu bir tavırla başa çıkmamızı ve bir değişim sürecinden geçmemizi sağlar. Kabullenmek, pasif bir eylem sanılmasının aksine, aktif bir eylem olduğu gibi, aynı zamanda da sağlıklı bir yaklaşım şeklidir.