Koronavirüs (COVID-19) yayılmaya devam ediyor ve enfekte olan hasta sayısı her geçen gün artmakta. Buna bağlı olarak yaşadığımız korku ve kaygı zaman zaman bunaltıcı olabilir. Koronavirüsün yarattığı etkileri travmatik yaşantı olarak tanımlayabiliriz. Herkes stresli durumlarda farklı tepkiler gösterir. Yani her travmatik olay, tüm bireylerde aynı etki ve aynı sonuca sebep olmaz. Travmatik bir yaşantıya uzun süre maruz kaldığımız zaman, vücudumuzda kortizol dediğimiz stres hormonu seviyesi artar. Kortizol seviyesinin artması zihinsel becerilerimizi olumsuz etkiler, uyku kalitesini bozar, yorgun hissetmemize sebep olur, unutkanlık yapabilir, iştahsızlığa ya da aşırı yemeye neden olabilir, psikosomatik belirtiler meydana gelebilir ve bağışıklığımızı olumsuz etkiler.
Bu süreçte her duygunun bir işlevi olduğunu unutmamamız gerekmektedir. Önemli olan içerisinde bulunduğumuz durum ile uyumlu ve ortantılı bir duyguda mıyız? Korku, bir tehlike karşısında oluşan duygudur ve tehlike karşısında normal beklenen bir tepkidir. Hepimiz korkuyoruz, ideal düzeyde olan korku duygusu bizim önlem almamızı ve bu şekilde hayatta kalmamızı sağlıyor. Çünkü korku, belli bir düzeye kadar işlevsel bir savunma sistemi ve kendimizi korumamızı sağlıyor. Aşırı düzeyde korkmak ya da hiç korkmamak da sağlıklı bir durum değil. Duygunun düzeyi, rahatsız edici edici bir seviyeye geldiği zaman, kişinin günlük hayatını devam ettirmesini zorlaştırıyorsa, kişinin işlevselliğini bozuyorsa işte o zaman sağlıklı ve mantıklı davranışı engelliyor.
Peki bu süreçte ruh sağlığını korumak adına ne yapılmalı?
-Kaygı, korku duygularını hissettiğinizde onu ortadan kaldırmak için uğraşmayın. O sizin duygunuz, o an sizin bir parçanız. Bu duyguyu yaşarken yalnız olmadığınızı kendinize hatırlatın. Gevşeme meditasyonları yapın. Amacımız kaygı, korku duygularından kaçmak veya onları bastırmak değil; bu duyguların bu süreçte ideal düzeyde olduklarında sağlıklı bir durum olduğunu biliyoruz. Amacımız duygularımızın farkında olup onları kabullenmek, sağlıklı bir düzeyde onları hissederek hayatın akışına devam etmek. Gün içerisinde kaygı seviyesi değişebilir, azalabilir, artabilir. O an neye ihtiyaç duyduğunuzu kendinize sorup onu uygulamakta fayda var.
-Uyarıları dikkate alın ve kaygınızı, önerilen tedbirleri uygulamak için kullanın.
-Güvenilir kaynaklardan bilgi edinin. Belirsiz, yalan yanlış bilgiler kaygınızı kontrolsüzce arttıracaktır. Tüm gününüzü salgın haberlerini okuyarak geçirmeyin. Sürekli bilgiye maruz kalmak da kaygı düzeyini arttırır
-Kendinize iyi bakın. Dengeli ve düzenli beslenin, iyi uyuyun, hareket edin. Bu süreçte bağışıklık sistemini güçlü tutmamız gerektiğini biliyoruz.
-Sosyal çevrenizle iletişiminizi sürdürmeye devam edin. Burada hatırlamamız gereken şey, bunu tek başına yaşamadığımız, bu süreçte yalnız olmadığımız. Bu yüzden sosyal destekten faydalanmak, duyguları açıkça ve rahatça paylaşabilmek gerekiyor. Unutmayalım sosyal izolasyon, duygusal izolasyon anlamına gelmiyor. ⠀
Kaygıyla baş edemediğinizi düşünüyorsanız ve günlük hayatınızı devam ettiremiyorsanız mutlaka bir ruh sağlığı uzmanından destek alın. Sağlıklı günler dilerim.