Bugüne kadar yapılan pek çok çalışma, insanların beklentilerine uygun bir şekilde davranma eğiliminde olduklarını saptamıştır. Kendi kendini gerçekleştiren kehanet (Pygmalion etkisi), olması düşünülen bir durumun gerçekleşmesidir.
Başkalarına karşı olan eylemlerimiz başkalarının bizim hakkımızda olan inanışlarını ve bu da onların bize karşı olan davranışlarını etkiler. Başkalarının bize karşı olan davranışları da kendimiz hakkında olan inançlarımızı etkiler. Kendimize hakkında inançlarımız da yine başkalarına karşı olan eylemlerimizi etkiler ve böylece bu süreç böyle bir kısır döngüye girmiş olur.
Pygmalion etkisinin bir sonucu da, düşük beklentilerin performansın düşmesine neden olabileceği gibi yüksek beklentilerin de performansın artmasına neden olabileceğidir.
Kendi kendini gerçekleştiren kehanetlerimize örnek olarak, çevresindekiler tarafından sevilmediğini düşünen bir kişi, kendisiyle iletişim kuran insanları olumsuz algılama eğiliminde olacaktır. Bu da davranışlarını etkileyecek ve çevresine daha uzak, şüpheci bir tavırla yaklaşacaktır. Bunun sonucunda gerçekten de çevresi tarafından sevilmeyen biri haline gelicek ve farkında olmadan kendi kehaneti gerçek olmuş olacaktır.
Başka bir örnek vermek gerekirse kötü bir gün geçireceğini düşünen biri, o gün içerisinde başına gelen olumsuz olaylara odaklanacaktır. Olumlu bir şey olsa da belki farkına varmayacak, bugün kötü bir gün diye düşünerek bu beklenti doğrultusunda davranacak, o gün başına gelen olaylara farklı anlamlar yükleyecek ve bu da davranışlarına yansıyacaktır.
Kendimize dair beklentilerimizin gerçekçi şekilde olumlu olması, hayatımızın işlevselliğini olumlu şekilde etkileme gücüne sahiptir. Yeni bir bakış açısına sahip olmak ve gerekli durumlarda inançları değiştirmek önemlidir. Olayların veya durumların olumlu ve olumsuz yanlarını farkedip, daha gerçekçi bakmaya çalışıp bu doğrultuda eylemleri gerçekleştirmek bizim elimizdedir.