Panik atakların temel özelliği, beklenmeden gelip tekrarlaması, kişiye yoğun bir şekilde korku ve kaygı duygularını yaşatmasıdır. Genellikle stres yaşatan bir olay ile tetiklenir. Atak sırasında kişi nefes darlığı, titreme, mide bulantısı, terleme, baş dönmesi, çarpıntı gibi bedensel belirtiler yaşar. Bu belirtiler ile kişi öleceğinden, kalp krizi geçireceğinden, bayılacağından, delireceğinden ya da kontrolünü kaybedeceğinden korkabilir. Kişi, atak sırasında gittikçe artan yoğun bir kaygı yaşar. Bu kısır döngü şeklinde atak gerçekleşir.
Kişi panik ataklar yaşadıkça, tekrar ve yeniden bir panik atak yaşayacağı konusunda huzursuz bir bekleyiş sürecine girebilir. Böylelikle kişi, tekrar meydana gelebilecek olan panik atak ihtimali ile başa çıkmak için kalabalık ortamlardan kaçabilir, evden dışarı çıkmak istemeyebilir, dışarıda bulunduğu ortamlarda ise çıkışa en yakın yerde bulunarak kendisini daha güvende hissetmek isteyebilir. Bu kaçma ve kaçınma davranışları ile kişinin korkusu pekişir ve hayat kalitesi düşer.
Panik atak yaşayan kişilerin genellikle sahip olduğu temel düşünce hatası, gerçekçi olmayan bir şekilde kendisini en kötü senaryoya hazırlamasıdır. Bunun sonucunda kişinin korkuları ve kaygıları daha da artar.
Bilişsel davranışçı terapi yöntemi ile kişide panik belirtilerini başlatan ve sürdüren, işlevsel olmayan duygu ve düşüncelere odaklanılarak panik atağın şiddetini azaltmak ve daha işlevsel bir şekilde ataklarla başa çıkmak hedeflenir. Kişi, olumsuz ve işlevsel olmayan düşüncelerini, alternatif ve daha işlevsel olan düşünceler ile değiştirmeyi öğrenir, böylelikle kaygı ve korkuları daha baş edilir düzeye gelir, kaçma ve kaçınma davranışları azalarak hayat kalitesi iyileşir.